- İlk olarak, on yıllara yayılan enerji sözleşmeleri nedeniyle sözleşmede belirli bir fiyat belirtilememektedir. Bu nedenle, fiyat gözden geçirme hükmü, tarafların sözleşme fiyatını gaz piyasası koşullarına göre periyodik olarak yeniden düzenlemesine izin verir. Enerjiyle ilgili sözleşmelerde, sözleşmelerin yeniden müzakere edilmesine yönelik ilgili hükümlerle birlikte, sözleşmelerde yer alan piyasa fiyatlarına endeksleme veya referanslar da dahil olmak üzere, fiyatların gözden geçirilmesine yönelik hükümler yer almaktadır. Uzun vadeli bir gaz sözleşmesi boyunca sağlanan çok büyük hacimler göz önüne alındığında, birim gaz başına fiyattaki küçük bir değişiklik bile gelirde belki de yüz milyonlarca dolarlık büyük bir değişime neden olabilir.
- İkinci olarak, enerji sözleşmeleri daha uzun süreler boyunca devam eder. Bir değişiklik gerçekleştiğinde taraflar için yeni yükümlülükler devreye girmekte ve bu da anlaşmanın şartlarını etkileyerek enerji sözleşmelerini ihtilaflar için bir zemin haline getirmektedir.
- Üçüncü olarak, küresel siyaset yeniden canlanan piyasayı genel olarak etkilemektedir. Örneğin, mevcut Rusya-Ukrayna savaşı dünya genelinde fiyatlandırmaları etkilemiştir. Dolayısıyla bu tür anlaşmazlıklar sadece yerel piyasayı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda uluslararası piyasayı da etkileme potansiyeline sahiptir.
- Dördüncü olarak, enerji sözleşmeleri binlerce kilometre uzunluğunda olabilen ve çok sayıda coğrafi araziyi kapsayan boru hatlarının döşenmesini, şebekelerin kurulmasını vb. içermektedir. Bu araziler kendi zorluklarını sunmakta, dolayısıyla anlaşmazlıkların meydana gelmesinde bir zemin oluşturmaktadır.
- Son olarak, küresel siyaset ve elektrik fiyatlarındaki artış gibi piyasayı etkileyen dış faktörler de tahkim yolunun açılmasını sağlamaktadır.
Enerji Sektöründe Tahkim Uyuşmazlıkları
- Devlet x Devlet Uyuşmazlıkları: Bu genellikle deniz bölgesinde uluslararası sınırlarla ilgili olan sınır anlaşmazlıklarını kapsar. Petrol ve gaz şirketleri, tartışmalı sınır hatlarını kapsayan izinler verildiğinde dolaylı olarak bu anlaşmazlıklara dahil olurlar; bazen bu şirketlerden gelişmekte olan ülkeler tarafından anlaşmazlık maliyetini ödemek ve sınır anlaşmazlığını çözmeye yardımcı olmak için yasal verilerle hukuki uzmanlık sağlamaları istenir.
- Şirket x Devlet Uyuşmazlıkları: Bu anlaşmazlıklara devlet yatırım anlaşmazlığı veya yatırımcı-devlet anlaşmazlığı da denir. Bu durum, hükümetin gerçek sözleşmenin şartlarını değiştirmesi, yatırımı el koyması veya millileştirmesi durumunda ortaya çıkar. Yatırımcı (petrol ve gaz şirketi), talepte bulunmak istiyorsa, talebini yatırım anlaşması veya yatırım sözleşmesi (örneğin, üretim paylaşım sözleşmesi (PSA) ve risk hizmet anlaşması (RSA)) temelinde yapabilir veya olası olarak her ikisi de üzerinde temellendirebilir. Bu tür anlaşmazlıklar sıklıkla meydana gelmez, ancak gerçekleştiğinde çözümlenmesi şirketin kar marjı üzerinde önemli bir etkisi olan yüksek miktarda masraf yapılmasını gerektirir; bu nedenle şirket, yatırımlarını nasıl koruyacaklarını ve hükümet sözleşmelerinde anlaşmazlık çözüm maddesini nasıl hazırlayacaklarını belirlemek için en iyi hukuki uzmanlığa sahip olmalıdır.
- Şirketler arası anlaşmazlıklar: Bu anlaşmazlıklar uluslararası ticari anlaşmazlık olarak bilinir ve enerji şirketlerinde bu anlaşmazlıklar iki alt kategoride meydana gelir. İlk kategori, Ortak İşletme Anlaşmaları, Birleşme Anlaşmaları, Devir Anlaşmaları, Karşılıklı İlgilenilen Bölge Anlaşmaları, İnceleme ve Teklif Anlaşmaları, Satış ve Satın Alma Anlaşmaları, Gizlilik Anlaşmaları gibi sözleşmelere dahil olan ortak girişim katılımcılarına aittir. İkinci alt kategori, işletmeci ve hizmet sağlayıcı arasında meydana gelir ve Sondaj ve Kuyu Hizmeti Anlaşmaları, Sismik Sözleşmeler, İnşaat Sözleşmeleri, Ekipman ve Tesis Sözleşmeleri, Taşıma ve İşleme Sözleşmeleri gibi sözleşmeleri içerir.
- Bireylerle şirketler arasındaki anlaşmazlıklar: İlk olarak, birey kişisel bir yaralanma yaşar ve şirkete karşı haksız fiil iddiasında bulunur; bu durum ABD yargı yetkisinde oldukça olasıdır ve zaman içinde diğer ülkelerde de artması beklenmektedir. Bazen bu talep, ‘’Alien Tort Statute’’ aracılığıyla ABD mahkemelerine sunulur. İkinci olarak ise, ana paydaşlar arasındaki anlaşmazlıklara ek olarak, üçüncü şahıslarla ortaya çıkan anlaşmazlıklar çoğunlukla, hizmet sağlayıcıları içerir.
Enerji Sektöründe Tahkimin Önündeki Zorluklar
- Paralel davaların birleştirilmesi: Paralel veya çoklu davalar tüm sektörlerde ortaya çıkabilir, ancak özellikle karmaşık inşaat projeleri ve ortak girişim anlaşmalarında çok taraflı ve çok sözleşmeli işlemlerin sıklığı ve devlet sözleşmeleri ve yatırım anlaşmaları kapsamında çakışan talepler potansiyeli nedeniyle enerji sektöründe daha yaygındır.
- Tahkime elverişlilik: Tahkim yeri veya tenfiz yeri kanunları, ortak girişimlerdeki çıkmazlar, sözleşmenin özel ifası vb. gibi belirli konularda tahkime izin vermeyebilir. Bu tür enerji uyuşmazlıklarında kararın iptal edilmesi tehlikesi bulunduğundan ilgili konularda tahkime gitmek zorlaşır.
- Uzman hakem eksikliği: Her tahkim kurumu enerji sektöründe uzman bir hakem havuzuna sahip değildir ve özellikle bu alanda uzmanlık eksikliği söz konusudur.
- Ulusal mahkemelerin müdahalesi: Bir taraf, fiyatlandırmayı etkileyen belirli bir politikaya veya hükümetin bir tebliğine itiraz edebilir. Bu itirazlar genellikle yüksek mahkemelerde uzun süre askıda kalan ilamlı dilekçeler yoluyla gerçekleşir. Sonuç olarak, tahkim yargılaması zarar görmektedir, zira dava dilekçesinin sonucu hakem heyetinin kararını etkileyecektir. Mahkemeler bazı durumlarda tahkim karşıtı tedbir kararları da alarak tahkimi askıya almaktadır.
- Kamu politikası: Tanıma ve tenfiz davalarında bazı yargı mercileri kamu politikasını geniş yorumlamakta ve bu nedenle kararların tenfizi zorlaşmaktadır.
Kaynak:
The Growing Need for Arbitration in Energy Disputes
Dispute resolution in the international energy sector: an overview