Emredici hükümler saklı kalmak şartıyla taraflar hem anlaşmanın usulüne hem esasına hem de tahkim anlaşmasının geçerliliğine uygulanacak hukuku tayin etme yetkisine sahiptir. O nedenle uygulanacak hukuk başlığı bu bağlamlar ışığında incelenecektir.
Tahkim anlaşmasına uygulanacak hukuk, anlaşmanın geçerliliği; şekli, esası, tarafların ehliyeti, tahkime elverişliliği; anlaşmanın ifası, icap ve kabulü, üçüncü kişilere teşmili gibi tahkim anlaşmasının bütün yapı taşlarına ve neticesinde akıbetine etki eden önemli bir belirleyicidir. Lakin taraflarca akdedilen tahkim anlaşması için hayati bir öneme sahip olan uygulanacak hukukun seçimi yabancılık unsuru taşıyan ilişkilerde; tahkim şartının esas sözleşme içinde bir madde olarak yer almasından ötürü belirlenmemekte ya da gözden kaçabilmektedir.
Usule Uygulanacak Hukuk:
Kamu düzeni gereği yargılama usulüne lex fori (hâkimin hukuku) hakimdir: taraflarca akdedilen tahkim anlaşması o devletin emredici tahkim hukuku kuralları ile bağlıdır. O devlet olarak işaret ettiğimiz devlet, tahkim yerinin belirlenmesi ile vücut bulmaktadır. Tahkim yeri her ne kadar coğrafi bir ifade olsa da her zaman duruşmaların yapıldığı yer olarak anlaşılmamalıdır. Tahkim yeri tahkimin yerleşim yeri, hakem veya hakem kurulunun kararının vereceği yer yani asli geçerliliğinde esas alınacak hukuku ve çerçeveyi ifade eder. Böylece yeri belirlenen devlet hukuku usuli meselelerde tabi olunacak hukukun da belirlenmiş olması sonucunu doğuracaktır. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur ki; tarafların tahkim yeri olarak Türkiye’yi seçmiş olması direkt olarak HMK kurallarına tabiiyeti değil Türk tahkim hukuku kurallarına tabiiyeti ifade etmektedir.
İç ve dış meseleler açısından da tahkim yeri öneme sahiptir. Değim yerindeyse tahkim yeri hakem kararının vatandaşlığını yani tabiiyetini belirler. Tahkim yeri neresiyse verilen hakem kararı o devletin milli/yerli hakem kararı olarak kabul edilir. Bu hakem kararına karşı iptal davası ancak tahkim yeri mahkemesinde açılabilir. Ayrıca bu karar zaten milli kabul edildiğinden kararın tanınması ve tenfizi istenemez.
Türk mevzuatında usule uygulanacak hukuk geçerlilik Milletlerarası Tahkim Kanunun dördüncü bölümünde, Tahkim Yargılama Usulü başlığı altında kaleme alınmıştır:
Yargılama kurallarının belirlenmesi, tarafların eşitliği ve temsili
Madde 8 -A) Taraflar, hakem veya hakem kurulunun uygulayacağı yargılama kurallarını, bu Kanunun emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbestçe kararlaştırabilir ya da bir kanuna, milletlerarası veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yaparak belirleyebilirler. Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa hakem veya hakem kurulu, tahkim yargılamasını bu Kanun hükümlerine göre yürütür.
Tahkim yeri
Madde 9 -Tahkim yeri, taraflarca veya onların seçtiği bir tahkim kurumunca serbestçe kararlaştırılır. Bu konuda bir anlaşma yoksa tahkim yeri, hakem veya hakem kurulunca olayın özelliklerine göre belirlenir. Hakem veya hakem kurulu, tahkim yargılamasının gerektirdiği durumlarda önceden taraflara bildirmek kaydıyla bir başka yerde de toplanabilir.
Esasa Uygulanacak Hukuk:
Tasarruf ilkesi yani idare üstünlüğü sebebiyle taraflar açık yahut zımni irade beyanıyla esasa uygulanacak hukuku emredici kurallar çerçevesi alışılmadan serbestçe kararlaştırabilirler. Tarafların kararlaştırmış oldukları hukuk seçimi hakemler tarafından olası bir ihtilafta uyuşmazlık üzerinde uygulama alanı bulacaktır.
Lakin yukarıda işaret ettiğimiz gibi taraflar hukuk seçimi yapmamış olabilirler bu durumda esasa uygulanacak hukukun seçiminde hakem ya da hakem heyetinin kararı devreye girecektir. Hakem ya da hakem heyetinin uygulanacak hukukun tespitinde objektif kriterlere dayanan 4 metodu takip ettiğini söylemek mümkündür. Bu metotları incelemeden önce söylemek gerekir ki usulün aksine esasa uygulanacak hukukun tayininde hakemler lex fori ilkesi ile bağlı değildir; uygun gördükleri hukuku seçme imkanları mevcuttur.
Yazar:
MELEK AKBULUT